Karşı Yaka'da evinin en tatlı köşesinde özel bir dostumla yaptığımız sohbeti burada yazmadan geçemeyeceğim. Nedeni sohbetin "birey" olan herkesi ilgilendirmesi...
Kahveyi sütlü içmeme rağmen iki bardak sade ve acı kahvede yapılan bu sohbet kesinlikle benim için meyveli lokum tadındaydı.
Kişilerin özel yaşamlarında olsun,arkadaşlık ilişkilerinde olsun ya da ailelerinde olsun kendileri ile kalma ve kendi özel yaşam alanlarını oluşturma ile ilgili yaptığımız sohbet doyumsuzdu.
İş sosyal aktivite ve aile yaşamı arasında kalakalmış ve böyle mutlu olduklarını düşünen insanlar,
Kendinizle ilgili bugün ne yaptınız sorusunu bir gün kendinize sordunuz mu?
Anda kalma ile ilgili hiç çalışma yaptınız mı?
Baskılardan ve yan unsurlardan arınmış şekilde hayatınızın yönünü düşündünüz mü? belirlediniz mi? ve ya bir adım attınız mı?
Hayatınız başkalarının elinde mi yani bir himaye altında mısınız?
Bir toplumda yaşamanın vermiş olduğu etki ile kendi özel yaşam alanlarımızı, kendimizi unutmuş durumdayız. Daha doğrusu kendimizin var olmadığında kimsenin öneminin kalmayacağını anlamıyoruz. Çünkü Bir(1) olmadan sıfırların hiçbir anlamı yoktur...
Kendinize bir liman , çekilebileceğiniz bir oda, bir koltuk , bir kitap , bir fincan , bir defter , bir kalem bir melodi, bir AN bırakın... Ve tek başınalığın, kendinize verdiğiniz bu hakkın fazlasıyla tadını çıkarın...
Sevgilerimle