11.02.2010

"Yaşam Tüneli"

Uzak diyarlardan geldiğini söylüyordu. Yüzünün derileri soyulmuş, pantolonu,montu,üstü başı kir içindeydi. 60-65 yaşlarındaydı,belki daha fazla ama yüzünde nurlu bir ışık vardı.

Merhaba dedim. Adım "Sevgi" benimde "Bilgi" dedi. Samimi sıcak bir ifadesi vardı. Yürümeye başladık. İçimden bir ses güzel bir sohbet olacağını söylüyordu.

Güneşin ışığı ampul gibi gözümüzü alıyordu. Toprak kokusu, sarıyeşilli yaprakların dalların ufak bir hareketi ile canlanmasını dinliyorduk.

"Bu toprak ne kadar da cömert "dedi Bilgi. Çiçekten meyveden sebzeye en önemlisi ağaçlara can veriyor. Bize onlarca ürün veriyor dedi.

Belliydi toprak insanı olduğu, bense bir kere kazmış mıydım kokusunu içime bu kadar derin çekmiş miydim? Neler kaçırmışım dedim yıllardır. Hayatımın kumandası sürekli başkalarının elindeymiş gibi geldi. Bunu bile düşünmeye fırsat bırakmamıştım kendime, karmaşının ve hızlı yaşamın içine kapılıp kendi isteklerime uygun yaşamamıştım. Hayatımın sorumluluğunu alma vakti geldi diye düşündüm.

Düşüncelerle yürürken Bilgi'nin yanımda olmadığını fark ettim. Bir anda yok olmuştu. anlamıştım ki bu öğretiyi bana kısa zamanda gösterip görevi son bulmuştu. Şimdi sıra bunları yaşamımda uygulamaya gelmişti.

Derin bir nefes alıp yürüyüşüme devam ettim. Bilgi'nin yokluğunda farkettim ki toprak kokusu her yanımı sarmıştı....

2 yorum:

MEHMET ÖZER dedi ki...

yazıların güzeldi daha da güzeleşmeye devam ediyor

Aslı'nın dünyası dedi ki...

şımardım:)