3.01.2018
" Dağınık oda "
Hayat bazen bana dağınık bir oda gibi geliyor. Bardaklar masada diplerinde kalıntılar , kanepede kıyafetler ters yüz olmuş , dağılmış içi dökülmüş bir çanta , makyaj silinmiş pamuklar yerde , kablolar birbirine girmiş ; yerde çiğdem kabukları , çikolata paketleri oraya buraya atılmış pis dağınık bir oda...
Bazen de temiz kokan yerlerinde halı olan deniz manzaralı bir otel odası gibi gelir. İstanbul boğazını görmek , İzmir'de kordonu görmek Ankara'da kızılay'ın en işlek caddesini , Antalya'da falezleri görmek... oda güzel döşenmiş ve ilk sana hizmet verir gibi. Sıcak suyu hep akan , küvetini su masrafını düşünmeden doldurduğun , yatağının ve yorganının dayanılmaz bir yumuşaklıkta olduğunu bildiğin bir oda...
Hayat inanılmaz anlarla dolu. Her okuduğun satırda , her dinlediğin melodide , her insanın yüzünde farklı anlamlar var. hepsi bizim için aslında. Sadece ne olmak istiyorsun , kim olmak ve nerede olmak?
Her geçen gün bu dayanılmaz sorularla kafalar allak bullak. Ne istediğine yönelik adım atanlar her zaman daha mutlu. Çünkü yolda tümsekler dahi olsa , istediği yolda yürümenin verdiği güçle engelleri aşma isteği daha kuvvetli. Peki ya kendi yollarında yürümeyenler?
İsteksiz her gün aynı işe gitmek zorunda kalanlar , istemedikleri kişilerle aynı evde yaşamak zorunda kalanlar , cinsel tercihlerini özgürce söyleyemeyenler ; sırf toplumda dışlanma tehlikesi var diye istediği hayatı yaşayamayanlar , kıyafetlerini dahi başkaları için seçenler. Onlar??
Seçilen ve kişinin kendisinin yönlendirdiği hayatı yaşamanın tadını huzurunu biri çıkıp anlatsın insanlara... Var mı anlatacak olan?
Var mı duyguları , düşünceleri ve arzuları ile bir bütün olarak yaşayan?
Çıksın anlatsın!!
Hayata karşı öfkelerinizi atmanın vakti bugündür. Çocuğunuzu kucaklamanın vakti , gündoğumunu yakalamanın , kahkaha atmanın belki işimizi değiştirmenin , evimizi değiştirmenin , eşimizi değiştirmenin , yerimizi değiştirmenin vakti bugündür.
Bugündür evet.
Unutmadım merak etmeyin... Zihnimizi ve düşüncelerimizi değiştirdikten sonra hiç bir anlamı yok değil mi? Siz zihninizi , bedeninizi ve aklınızı geliştirmezseniz , çalıştırmazsanız bedeniniz gibi zihniniz de yağ düğümü olmuyor mu? Kafanızdaki bu eski bilgilerle , kulaktan dolma haberlerle ne kadar daha yaşayabileceksiniz? her şeyin kullanım zamanı olduğu bu dünyada aklın sana yetiyor mu sanıyorsun? Onun kullanım zamanı dolmadı mı sence? Tazelenmesi gerekmiyor mu? Aslında buna sesli yanıt istiyorum.
Her şey su an güzel . her şey yaşadığımız sürece güzel. Her şey biz bunu fark ettiğimizde güzel.
Şimdi seçim senin ... Odalar arası seçim yapmak da, kendi tasarladığın odaya geçmekte.
Sizde kendinize sesli yanıt verin. aklınızdaki , düşüncelerinizdeki yağ düğümlerini hangi egzersizlerle kaldırabileceğinizi , hangi aktivitelerin size iyi geleceğini bulun. Zihninizdeki değişim bütün hayatınızı etkileyecek her şey tek tek değişecek.
O zaman Tomris Uyar'ın Gündökümü 1. kitabının son satırları ile yazımı noktalamak istiyorum.
- " Önemli olan şimdi'dir. Şimdiye bakışınız , şimdi nerede olduğunuz , bugün neler hissettiğiniz , en baskın duygunuz. Ben bu noktadan yola çıkarım , o yüzden güncelerimde her şey'i bulamazsınız" İşte buna katılıyorum -
Sevgilerimle
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder